Sunay Akın Şiirleri (En İyiler)
Sunay Akın Şiirleri Sayfamızdasınız … Birbirinden güzel Sunay Akın Şiirlerini Siz Okuyucularımız için derledik, Anlamlı Sunay Akın Şiirlerini Okuyup Arkadaşlarınız İle Veya Sosyal Ortamlarda Paylaşabilirsiniz. Sayfa İçeriği : Sunay Akın Sözleri, Sunay Akın En Güzel Şiirleri, Sunay Akın Şiirleri kısa, Sunay Akın Şiirleri şiir Sitesi, Sunay Akın Şiirleri dinle …
Şükrü Sunay Akın (12 Eylül 1962), şair, yazar, gazeteci, araştırmacı.
1962’de Trabzon, Maçka’da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik-Coğrafya Bölümü’nden mezun oldu.
İlk şiirleri 1984’te dergilerde yayınlandı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989’da “Yeni Yaprak”, 1990’da “Olmaz” adlı şiir dergilerini çıkardı.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Müjdat Gezen Sanat Okulu’nda dersler veriyor. Televizyon programları hazırlıyor, gazetelerde yazılar yazıyor. Buluşlara dayanan, genellikle kısa şiirlerinde Orhan Veli’nin günümüzdeki sürdürücüsüdür.
En Güzel Sunay Akın Şiirleri
Ayrılık Şiiri
Her satırı
mendireğe dizili karabatağa benzeyen
bir mektup bırakarak
balıkçı koyundan
sisler içinde uzaklaşan kayık gibi
bir sabah usulca ayrıldın
koynumdan
Bütün yolcularını
boğaz köprüsünün çaldığı
araba vapurunun
boş seferleri
gibi yalnızca rüzgar
gezinir sensiz
yüreğimde
Durgun bir sudur aslında deniz
ki çocukların
acemi oltalarını denedikleri
kuytu bir iskelenin
tahtaları altına yazdığım
ayrılık şiirini okudukça
dalgalanır.
Beyaz Şiiri
O siyahtı
kurşuna dizenler beyaz
silah sesinden
ürkerek gökyüzüne
uçuşan kuşlar
bembeyaz
Bulut Şiiri
Kestik artık umudu
yağmurdan
yürek biçimini
alsa da gökyüzündeki
küçük bulut
Çocuk Ve Hüzün Şiiri
I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
II
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden
III
Her akşamüstü oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler
Dudak Payı Şiiri
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Gözyaşı Şiiri
Ödünsüz bir sobanın
yanında titreyen
çocuğu görse yağmur
gözyaşlarını odaya
tavanarasındaki delikten
usulca bırakır…
Liman Şiiri
Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan
penceremizin önünde
ve çiçekler arasında
ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü
bir anne
Terasta toplanan kadınlar
limandaki beyaz geminin
ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı
tam o saatlerde sokaktan geçen
yazlık sinemadaki
biletçi kızın
Annesinin dizlerinin dibinden
hiç ayrılmayan
uslu bir çocuk gibidir
limandaki deniz
ama sokağa çıkıp
dalga olmak geçer
yüreğinden
Sana Yakın Şiiri
Bir dostun sıcaklığına
Öylesine
Yaslamak istiyorum ki başımı
Ya omzunu uzat sevgilim
Ya da telleri kopuk
Bir kemanı
Kanadının altına sığınacak
Bir kuş arayan
Eskimiş saçak gibiyim sensiz
Yada bütün balinalarının
Kıyıya vurup intahar ettiği
Bir deniz
Bir hitit çanağıyım
Toprağa gömülü
Ve sen
İlk kazısını yapan
Bir arkeolog ürkekliğiyle
Ellerinin arasına
Al beni
Tek dileğimdir çünkü benim
Sana yakın bir sunay akın
Serçe Ve Kedi Şiiri
I
Toprağın altından bağlanıyor
artık telefon telleri
ve bir telaş
yüreğini sarıyor serçelerin
gördükçe kedileri
II
Anlar mı serçelerin
neden göç etmediğini
sobanın kurulmasını
bekleyen
kedi
III
Yalnızca rüzgar gelir
ölü bir serçenin
cenaze törenine
ve usulca
kımıldatır tüylerini
kediden önce
Sözgelimi Şiiri
Sözgelimi
bir cenaze törenine
katılır gibi yürüyorum sokaklarda
ve iğneyle tutturulmuş
çocukluk fotoğrafım
gülümsüyor ceketimin
yakasında
Son dileği
asılacağı ipin üstünde
yürümek olan
bir cambazım sözgelimi
cellatın düğümleyerek
boynuma geçirdiği ip
düşürüyor sonunda beni
her gösteride alay ettiğim
yaşamdan
Bir mehteranım sözgelimi
çalgılar arasında
yürürken savaş alanına
üç adımda bir
geriye döner
ve yaşlı gözlerle anarım
sevgilimi…
Vazgeçilmez Değilsin Şiiri
Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet ! yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında..
Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ”GİT” de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen,o kadar değer veririm ki, hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!