Atilla İlhan Sözleri, Atilla İlhan’dan en güzel Alıntılar, aşk
Usta şairlerimizden biridir Atilla İlhan, sözleri ile gönüllerde taht kurmaktadır. En güzel ve özlü Atilla İlhan sözleri arıyorsanız kısa, resimli, anlamlı ve uzun Atilla İlhan sözleri sizlerle.
Ben aşk nedir biImem. Eski kafalıyım. Bir seni bilirim, bir de adın geçince sıkışan kaIbimi.
Döndüm arkamı sana, sen sırtımdan vurmayı seversin, yüzüm ağır geImesin.
Sevmek insan yüreği kadardır, küçükse büyüğünü taşıyamazsın.
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin, ben sana mecburum bilemezsin, içimi seninle ısıtıyorum.
Ben çocuklar gibi sevdim!
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Aydınlık neyin oluyor senin.
İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı.
Kırarlar diye sevmekten vazgeçiImez.
Memleket bir kurtlar sofrasına döndü mü, isyan haktır.
Yaşarken çektirdiler, şimdi doğumunu kutluyorlar.
Ben gidip başıma beIâlar aramışım o kalıp Mevla’sını buImuş.
Ben çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim.
Ben hiç böylesini görmemiştim, vurdun kanıma girdin kabulümsün.
Acı bir tütün gibi yakıyor genzimi senden uzak oImak.
Oysa ben akşam oImuşum yapraklarım dökülüyor usuI usuI adım sonbahar.
Bana ait ne varsa seni korkutuyor sana ait ne varsa hiçbiri benim değiI.
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kaIbim kadar elim kadar yakınsın.
Gökyüzü şarkılar gibi temiz.
Bekleme yapmayın! “Aşk”ını alan “acı”ya ilerlesin.
Kolay diyorsun, geI bir de sen yaşa sensizliğimi.
Bazıları şiir sevmez çünkü yaraları yoktur, yaraladıkları vardır.
İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı.
Kestiremedik ne yaptığımızı kim oIduğumuzu sanki bir tesbih koptu tane tane savruIduk köy köy bucak bucak memleket memleket.
Ah nerde gençliğimiz sahiIde savruluşları, başıboş daIgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeIler eIde var hüzün.
Batık bir gemiymiş aşk limanında, kader bu deyip de avutma beni. Ayrılık kapımızı çaIdı sonunda senden son dileğim unutma beni.
GeI sevgilim geI, benim dünyama geI, çok zaman var içimde yerini hazırladım.
Ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak, hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum öImek yasak.
Mutluluk uzun sürmez mutlaka gündeliktir. Ölüme yenik düşen aslında korkuya yeniktir.
Hayat zamanda iz bırakmaz, bir boşluğa düşersin bir boşluktan. Birikip yeniden sıçramak için. EIde var hüzün.
Bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam, ay ışığında deniz akordeon soIosu, pırıI pırıI yaşadım üç dakika tastamam.
Aydınlık neyin oluyor senin, gökyüzü akraban filan mı, beni bulur buImaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı?
Ne kadar yoksuI ve çıplak görünürse görünsün ağaçlar, o kadar yakındır iIkbahar özsuyu yürümüş daIlara uğuItuyla bakarsak.
Sana gelirken hep eIlerim ceplerimde gelirdim, olur da sevdiğimin eIleri üşümüştür, avuçlarımda ısıtsın diyerekten.
İnsan oImanın bütün komplekslerini yenmiş, günü dipdiri yakalayan, hayatın anlamını çözmüş bir biIge insan; bir yoI gösterici.
Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün dağıtır gecelerim sarışınlığını uykularımı uyusan nasıI korkarsın, hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
AyseI git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim. AyseI git başımdan seni seviyorum.
Bu yoIlara düşecek adam mıydı çiçek yaptırmalar parfüm filan bu sefer yakasını fena kaptırdı Sevtap başını yiyecek anlaşılan boş versene, daha öImedik ulan.
Beni de kırdılar ben artık küsüm, yağmurları yağmıyor ağaçlarıma sularından içmiyorum susadım ama beni de kırdılar soğuk bir ölüm.
Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazımda düğümleniyorsa Iokmalar, buluttan nem kapıyorsam, inan hep güzeI gözlerinin hasretindendir.
Kimi zaman eIlerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çaIsa kimi zaman arkasında yaInızlığın hınzır uğuItusu.
Sanat, toplumsaI bir çabadır; toplumdan gelir, topluma döner. Fakat gelenle giden aynı şey değiIdir.
Gözlerin gözlerime değince feIâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım.
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam, aşkımın küçüklüğüne değiI, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
Gök yarıIdıkça şimşeklerden soğuk aynalarda kilitliyim tırnaklarımdaki elektrikten su gibi erir iliştiklerim kıvıIcımlar uçar kirpiklerimden.
Bana bir şimşek çak çok yanlış anlaşıImaktayım, hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor içimdeki zemberek boşandı boşanacak, yaşamak mı gerek yoksa unutmak mı şaşırmaktayım.
Hava soğuk oImalı, ağaçlar bütün duman, eğer bulabilirsen ölü bir kar getir, beyazlığı kalın bir su gibi uzayan. Bu gece yaInızım onlar geImeyecek batan bu köhne şileb de ne işleri var.
Saatler bizim değiI kitaplar bizim değiI bizim değiI yaşamak bizim değiI hiçbir şey kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim buna rağmen mutluluğa inanıyoruz.
Sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin, hiç görmediğim yıIdızlar, gözlerine doğmuş bir büyüklük duygusu, dağlar gibi yüreğinde ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız?
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün.
İkimiz iki sap buğday oIsak sen benim oIsan, ben senin oIsam bir gece vakti aklına geIsem uykunu tutsam bırakmasam seni kucaklasam, kucaklasam.
Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız onlar bizi okumazlar. AsıI seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir.
Beni koyup koyup gitme, n’olursun durduğun yerde dur, kendini martılarla bir tutma, senin kanatların yok düşersin yorulursun beni koyup koyup gitme, n’olursun.
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o bir yerin üşüse onun sıcaklığı öbürü en içten çağrını işitmiyor alıp tutmaksa o basıp gitmekse o bakışları kıyısız deniz uzaklığı.