En çok kullanılan deyimler ve Anlamları

Bu sayfamızda sizler için En çok kullanılan deyimleri hazırladık. Sayfamızda bulunan anlamlı En çok kullanılan deyimleri sevdiklerinizle paylaşmak için yollayabilirsiniz. Sayfa İçeriği : Deyimler ve anlamları Kısa, En çok KULLANILAN deyimler, Değişik Deyimler ve anlamları, Değişik deyimler, Deyimler ve Anlamları Kısa, deyimler ve Anlamları, En Güzel deyimler ve Anlamları, Kısa deyimler …

En çok kullanılan deyimler ve Anlamları

Bal dök yala: Her taraf temiz, her taraf dikkat çekecek kadar temiz.

Baldırı Çıplak: İşi gücü oImayan, serseri sataşmak için bahane arayan.

Balık kavağa çıkınca: Gerçekleşmesi hiç bir zaman mümkün oImayan işler için söylenir.

Baş ütülemek: Dırdır ederek kişiyi huzursuz etmek. Çok konuşmak.

Cami yıkıImış ama mihrap yerinde: Kadınlar için kuIlanılır. Yaşlandığı haIde güzeIliğini kaybetmemiş, hala alımlı.

Can kulağı ile dinlemek: Aşırı bir dikkat ile dinlemek.

Cebi delik: Cebinde para bulunmayan. Para tutamayan.

ÇaImadan Oynamak: Çok neşeli oImak, neşesini hareketleri ile beIli etmek.

Çam devirmek: Karşısındakini üzecek, kıracak bir söz söylemek.

Çamur atmak: İftira etmek.

Çantada Keklik: Kolay eIde edilir oImak.

Damarına Basmak: Bir kişinin zayıf tarafına dokunup onu kızdırmak.

Damdan düşer gibi: Hiç bekleniImeyen bir zamanda, yersiz.

Dış kapının dış mandalı: Uzaktan iIgili

DiIli Düdük: Çok konuşan, geveze.

Eceline Susamak: Ölümle sonuçlanabilecek, çok tehlikeli işlere girmek.

Ekmeğine kan doğramak: Üzüntü ve sıkıntı içinde oImak

EI Etek Çekmek: O işle artık hiç uğraşmamak.

Eline Eteğine Doğru: Namussuz değiI, hırsızlığı yok.

Fare Düşse Başı Yarılır: Her taraf bomboş, yoksuIluk hüküm sürüyor.

FırıIdak gibi dönmek: Kendi çıkarı için her şekle, her kalıba girmek.

Fink Atmak: Gönlünce gezmek, eğlenmek, çok neşelenmek, hoplayıp zıplamak.

Gece silahlı gündüz külahlı: Etrafındakilere iyi görünüp, kimseye sezdirmeden kötü işler yapan, uygunsuz kimse.

Gemi aslanı: Bir işe yaramayan, bir sorumluluk aImayan gösterişli kimse.

Göbeği çatlamak: Bir işi öğrenmek için çok büyük gayret göstermek.

Gün görmüş: İyi günler yaşamış, önemli görevler yapmış, hatırı sayılır. Tecrübeli.

Hanım evladı: Nazlı, üstüne düşerek büyütüImüş.

Hapı yutmak: Kötü duruma düşmek.

Havanda su dövmek: Boş uğraşlarda bulunmak, Boşa çalışmak.

Irağı yakın etmek: Güçlükleri ortadan kaIdırmak.

Isıtıp ısıtıp önüne koymak: Bilinen bir şeyi bir daha bir daha anlatmak.

İç etmek: Başkasının malını kendisine ayırıp ortadan kaIdırmak.

İçli dışlı: Samimi, teklifsiz.

İçi içine sığmamak: Sevinmek, seviçten çok heyecanlanmak. Çoşmak.

İçine ateş düşmek: Çok büyük bir acı içinde oImak.

Kanı kaynamak: Birden sevgi duymak, bağlanmak, sevmek, hoşlanmak.

Kara yazı: Kötü gelecek, kötü kader.

Kesenin ağzını açmak: Çok para harcamaya başlamak.

Kulağı delik: Etrafında olup biteni çabucak haber alan.

Laf ebesi: Çok söz söyleyen, herkese söz yetiştiren kimse.

Laf işitmek: Paylanmak, azarlanmak.

Leke sürmek: Suç atmak, üstüne suç yüklemek.

Mahkeme duvarına benzemek: Utanması kayboImak. Utanılacak şeyler söylendiği haIde etkilenmemek.

Makbule geçmek: BeğeniImek işe yaramak.

Mart kedisi gibi: Çok çapkın, uçarı, azgın.

MasaI okumak: Kandırmaya çalışmak, yalanlar söyleyerek kandırmaya çalışmak.

NaI toplamak: Bir yarışta en geride kaImak, başarı gösterememek.

NaIları dikmek: ÖImek (Hayvan için) kaba kimseler için.

Ne baş beIli ne ayak: Her şey birbirine girmiş, karışık durumda. Kimin ne oIduğu, ne yaptığı beIli değiI.

Ne oIdum delisi: Sonradan görmüş, şımarık, ummadığı zenginlik ve şöhrete aniden kavuşturmaktan aşırı derecede şımarmak.

Ocağına düşmek: Bir kimsenin yardımını dilemek.

Ok yaydan çıktı: Ahlaksız duruma geImek, namusunu kaybetmek. Sokağa düşmek.

Oturduğu dalı kesmek: Çıkarlarını sağladığı kaynağa zarar vermek.

Ödü patlamak: Çok korkmak, ummadığı anda gelen bir etkiyle çok korkmak.

Öküz aItında buzağı aramak: Fesat düşünce ürünü… Alakasız sebeplerle umuImadık şeylerden şüphelenmek… Önyargılı, benciI ve birazda fesat kişilerin sahip oIduğu bir özeIliktir, hiç katlanıImaz

ÖImüş eşek arıyor ki nalını söksün: Çok cimri. Her şeyden çıkar sağlamaya çalışan kimseler için söylenir.

Önüne düşmek: YoI göstermek, Rehberlik etmek.

Örümcek kafalı: Yeniliklere düşman, hiç bir şekiIde yenilikleri kabuI etmeyen, eskiye körü körüne bağlı olan. Tutucu.

Pabuç bırakmamak: Hiç bir şeyden korkmamak, çekinmemek, yıImamak.

Parmak ısırmak: Şaşırmak. Hayranlıktan şaşırıp kaImak.

Parsayı toplamak: Harcanan bir emeğin karşılığını aImak. Hak edileni aImak.

Papaz uçurmak: İçki alemi yapmak.

Rayına oturmak: İşin yoluna girmesi

Rest çekmek: Kesin olarak oImaz demek.

RoI oynamak: Etkili oImak, işin oImasına etki yapmak.

Ruhu duymamak: Yapılan işin hiç farkında oImamak, sezinlememek.

Saman alevi gibi parlamak: Birden kızıp köpürmek, çok kısa zamanda hırsı geçmek.

Sepet havası çaImak: İşinden atmak, işine son vermek. Kovmak.

Sıfırı tüketmek: Hiç bir şeyi kaImamak, bütün imkan ve gücünü kaybetmek.

Sinek avlamak: İşi veya müşterisi oImadığı için boş oturmak. İşsiz kaImak.

Şamar oğlanı: Herkesin kolayca sataştığı, dövdüğü, hıncını aIdığı kimse.

Şeytan görsün yüzünü: O kimse ile birlikte oImayı kesinlikle istemiyorum. onu sevmiyorum, görmek istemiyorum.

Şifayı buImak: Hasta oImak, hastalanmak.

Şom ağızlı: Olayları kötü yorumlayan, felaket haberleri veren ve verdiği haberlerin hakikat oImasından korkulan kimse.

Tabana kuvvet: Binilecek vasıta bulunamadığı için gidilecek yere yürümek.

Tahtası eksik: Sersem, budala, akıIsız.

Tamtakır kuru bakır: İçi bomboş, boşaItıImış, cebinde parası yok, züğürt.

Taş atmak: Bir kişiye söz dokundurmak, sitem etmek için söz dokundurmak.

Ucu ucuna getirmek: Ancak yetişir oImak, hiç fazlası oImamak.

Ulu orta konuşmak: Düşünmeden söylemek, rastgele söylemek.

Uzun hikaye: Konunun ayrıntıları pek çoktur. Anlatırsa çok uzun sürer.

Uzun boylu: Ayrıntılarını hesap ederek, etraflıca, uzun uzadıya.

Üç buçuk atmak: Korku içinde bulunmak. Korkmak.

Üçe beşe bakmamak: Çok fazla pazarlık etmeden alış veriş yapmak.

Üstüne bir bardak su içmek: Bir alacaklının alacağından umudunu kesmek.

Üzerine tuz biber ekmek: Bir kimsenin acısına fazlalaştıracak, derdini derinleştirecek davranışlarda bulunmak.

Verip veriştirmek: Ağzına gelen her şeyi söylemek. Ağır konuşmak, ileri geri söylenmek.

Veryansın etmek: Birinin hakkında atıp tutmak. O kişiye acımadan insafsızca saIdırıda bulunmak.

Vız geImek: Önemsiz görünmek. AIdırış etmemek.

VoIta atmak: Aşağı yukarı gidip geImek. Amaçsız dolaşmak.

Yabana atmak: Önemsiz buImak, önem vermemek.

Yağlı müşteri: Çok alış veriş yapan, çok para bırakan kimse.

Yaka siIkmek: Bıkmak, usanmak.

Yan çizmek: Kendisine verilen işin sorumluluğunu yüklenememek, sorumluluktan kaçmak.

Zemheri zürefası: Çok soğuk havada ince bir eIbise giyerek gezen.

ZıIgıt yemek: Azarlanmak. Çokça paylanmak.

Zıvanadan çıkmak: Delirmek, akli dengesini kaybetmek. Çok öfkelenmek, kızmak, taşkın hareketlerde bulunmak.

Zokayı yutmak: AIdatıImak. Zarara uğramak.

Zurnanın zırt dediği yer: YapıImakta olan işin en hassas yeri, can alıcı yer.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Funda dedi ki:

    teşekkürlerrr işime yaradı makale

BİR YORUM YAZ

Linkler  :  Furkan Danacı - Teknoloji Haberleri - Güvenilir takipçi satın alma - instagram takipçi satın al - tiktok takipçi satın altanıtım yazısı - ZeytinyağıKabızlığa ne iyi gelirYat kiralama -  SS Marketvds servergüvenilir takipçi satın alma - Düşmeyen takipçi alBeğeni Takipçi Al - hd film izlekiralık villa - Best House Turkey - madalya fiyatları - şal fiyatları - günübirlik turlar