Sultan Alparslan Sözleri ( Alparslan: Büyük Selçuklu Dizi Sözleri )..

Alp Arslan Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun ikinci sultanı olan ve Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişlerini ve mücadelesini yöneten askeri komutan ve hükümdardır. 1071 yılında Bizans İmparatorluğu hükümdarı Romen Diyojen ile yaptığı Malazgirt Muharebesi’ndeki başarısından dolayı tanınmaktadır.

Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucularından Horasan Valisi Çağrı Bey’in oğlu ve Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in yeğeni olan Alp Arslan, bu devletin kuruluş dönemindeki güç koşullarda yetişmiştir. Doğum tarihini çeşitli kaynaklar 1029 ve 1032 yılları arasında gösterir. Tarih yazarlarının çok yiğit bir savaşçı olarak tanımladıkları hükümdar çok küçük yaşta ata binip ok atmayı öğrendi.

Alparslan: Büyük Selçuklu Sözleri

Biz Türkler temiz müslümanlarız. Bid’at nedir bilmeyiz. Onun için Allah(C.C) bizi aziz kıldı.

Töre Odur ki Oğul atadan aldığı sancağı daha öteye taşıya…

Çağrı Bey oğlu Muhammed Alparslan!
İntikamımı alana dek daha çok can yakacağım!

Selçuklu’yu bugünlere getiren de yarınlara eriştirecek olan da edindiği bu şiardır!

Devletimize kim hainlik eder ise kellesini kopartırım!
Bu oyunu da ben kurdum, yine ben kazanacağım!

İmparatorluğumuza giden bu yolda Selçuklu’nun nefesini, en keskin hançerimle keseceğim!

Hakikat bir gün aşikâr olur ve dahi tüm bunları senin tertip ettiğin anlaşılır ise o vakit boynun elimde kalır bilesin!

İşte bu sultanınız Allah-u Teala’nın şerefli ismiyle adımını gaza meydanına atıyor. Ben şu kılıcı tutan elim takatten kesilinceye kadar çarpışacağım! Dinini, vatanını, sultanını seven ardımca gelsin…

Ben İslam için ölüme koşuyorum. Ya zafer kazanırız, ya da şehir olarak cennete gideriz..

Sultan Tuğrul beyimizin gençliği… Aklında, yüreğinde, bileğinde cem etmiş ikinizi de!

Baş kıldığımızı beğenmeyen, kendine baş arasın!

Kefeni üzerinde gezene ölüm ne yapsın?

Her düzensizlikte gizli bir düzen vardır. Büyük düzeni kurmak için kimi düzeni bozmak gerek!Başlıya baş eğdirilmiş, dizliye diz çöktürülmüş, şehitlerimizin kanı yerde kalmamıştır!

Damarlarına basıldığında, neler yapabildiklerini de çok iyi bilirim!

Cenk meydanından muzaffer dönen bir erin yarasına sarılıp kanına bulanmakla kuşak heba olmaz, aksine şeref bulur beyim!

Ben, Türk’ün Oğuz soyundan Kınık boyundan Tüm mazlumların hâmîsi Sultan Tuğrul Bey yeğeni, Horasan hakimi bileği bükülmez

Çakalların hükmü kurt uluyana kadardır!

Ben, Türkün Oğuz soyundan! Kınık boyundan! Adı görklü Peygamber’in (s.a.v.) ismiyle çağrılan, Selçuklunun keskin kılıcı, Anadolu’yu ilelebet Türk’e yurt yapan Çağrı Bey oğlu Muhammed Alparslan!

Ben, avucunda kanla doğan Oğuz’un aslı Selçuk’un nesli Muhammed Alparslan!
And olsun ki dilinizi kesenin boynunu keseceğim!
Öyle bir iş yapacağız ki Selçuklu’nun yüreğine sönmeyen bir ateş salacağız!

Yaktığın kor yalnız seni değil tüm kefereyi kavuracak!

At, bize kanat; kurt da yoldaş değil midir Beyim? Onların dilini bilmeyen Türk mü vardır?Türkler’den intikam alma zamanı geldi Maria…

Er kişinin sadakati devletine bağlılığıyla ölçülür. Lakin imdi sadakatiyle övünen savaş meydanında devletin sancağını bırakıp kaçan mıdır yoksa canı pahasına o sancağı koruyan mı?

Sürüden ayrılan çakalı kurt kapar!

Sultan Tuğrul: Olur da sözünüzde durmazsanız, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayız; bilesiniz!

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: 200 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor der. Sultan Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:

“-Biz de onlara yaklaşıyoruz…”

Bütün oba beylerine, köylere yaylaklara haberler salınsın. Milletimin erkekleri, kadınları, kızları bilsinler ki, Çağrı Bey oğlu Sultan Alparslan, eğer bu çetin harpte yenilir ve milletinin namus ve şerefini koruyamazsa, hayat onun kendisine bile haramdır.

Bil ki şimdi İslam kılıcının yeryüzüne mühür gibi ilk kez vurulduğu yerde Bedir’desin!

Alparslan bir başkadır beyim, sayın ki hem sizin gençliğiniz hem de

Asıl marifet, kendinden olmayanın derdine derman olmaktır..

Sırtlan rüya gördü diye kurdun soyu mu tükenir?

Anam için ölü, devlet için diriyim!

Alparslan: Yüce Allah’a and olsun ki döktüğünüz her mazlum kanını size misliyle ödeteceğim!

Akça: Babam olaydı, o da böyle senin gibi derdime ortak olurdu!

Ya Muzaffer olur, gayeme ulaşırım; Ya Şehir olarak Cennet’e giderim..

Biz ne kadar az olursak olalım, onlar (Bizanslılar) ne kadar çok olurlarsa olsunlar, bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri şu saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum.

Her ne zaman düşman üzerine azmetsem, Allah Teâlâ’ya sığınır, O’ndan yardım isterdim. Dün bir tepe üzerine çıktığımda, askerimin çokluğundan, ordumun büyüklüğünden, sanki ayağımın altındaki dağ titriyor gibi geldi. Kalbimden, «Ben, dünyanın hükümdarıyım, bana kim galip gelebilir!» diye bir düşünce geçti. İşte bunun neticesi olarak Cenab-ı Hak, âciz bir kulu ile beni cezalandırdı. Kalbimden geçen bu düşünceden ve daha önce işlemiş olduğum hata ve kusurlarımdan dolayı Allah Teâlâ’dan af diliyor, tövbe ediyorum. Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-Rasûlullâh!..

Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor, uğrunda cihat ediyorum. Ey Allah’ım! Niyetim halistir; bana yardım et.

Bir gün birkaç insan Sultan Alparslan’a Nizamül Mülk hakkında birçok şikâyet getirmiştir. Sultan namaz kıldığı için mektup yanına konmuştur. Sultan namazını bitirip mektubu okuyup, Nizamül Mülk’ü çağırtmıştır. Kendisine:

“-Bu mektubu al yazılanlar doğru ise ahlakını güzelleştir değil ise iftira edenleri bağışla fakat onlara öyle işler ver ki insanları kandırmaya vakit bulamasınlar.”

Sultan Tuğrul: Alparslan’ımın yiğitliği cümle cihanda destan olmuş okunur!

Kılıçla fethedilen topraklar, kalemle ihya edilmez ise toprak olarak kalır yurt olmaz!

Ben, avucunda kanla doğan Oğuz’un aslı Selçuk’un nesli Muhammed Alparslan!

Size öyle bir vatan aldım ki; Kıyamete kadar sizin olacaktır…

Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor, uğrunda cihat ediyorum. Ey Allah’ım! Niyetim halistir; bana yardım et.

Ey Askerler!… Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. Ben nefsimi Allah’a adadım. Benim için şehadet de, muzaffer olmak da bir saadettir. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.

Savaşı seviyorum, çünkü sonunda zafer var.

At, bize kanat; kurt da yoldaş değil midir Bey’im? Onların dilini bilmeyen Türk mü vardır?

Başlıya baş eğdirilmiş, dizliye diz çöktürülmüş, şehitlerimizin kanı yerde kalmamıştır!

Ne hanım ne hakanım ama devletimize kim hainlik eder ise kellesini kopartırım!

Karabey’im atım değil, kardaşımdın..

Selçuklu’yu bugünlere getiren de yarınlara eriştirecek olan da edindiği bu şiardır! Nerede bir mazlum görür isek imdadına koşar, el uzatırız. Öyle ola ki içimizden biri mazluma yüz çevirirse, bizde ona yüz çeviririz.

Gök girsin kızıl çıksın!

Bil ki şimdi İslam kılıcının yeryüzüne mühür gibi ilk kez vurulduğu yerde Bedir’desin!

Biz, bir ölür bin diriliriz!

Alparslan bir başkadır beyim, sayın ki hem sizin gençliğiniz hem de Sultan Tuğrul beyimizin gençliği.. Aklında, yüreğinde, bileğinde cem etmiş ikinizi de!